Sanat Tarihi Üzerine

Sanayi devriminden önceki zamanlarda insanların tasarım konsepti öncelikle hayati ihtiyaçları gidermeye yönelikti. Burjuva sınıfının dışındaki kalan kalabalık toplumun alım gücü sınırlı, istekleri temel düzeydeydi. Fakat küçük bir kesim olan brujuva sınıfı o zamana ait tasarım gücünü besleyecek doygunlukta olmadığı gibi üretim sürecinin ilkelliği ve bu durumdan dolayı birim maliyet oranlarını yüksek kılıyordu. Bu, o zaman kesiminde tasarım unsurlarını limitleyen bir etken olduğundan tasarım yapıp bundan geçinebilmeyi günümüz koşullarına göre durumu çok farklı kılıyordu. Örneğin bundan birkaç yüzyıl önce bir sanatçının sanatını satabileceği çok kısıtlı bir kesim vardı ve sanatçı (burada ki örnekte ressam) bu küçük kesimin istek ve ilgilerine yönelik resimler yapmaya yöneltiyordu. Bu durumda üretimlerinden kazanç sağlayan bu sanatçının edişesi yaptığı ürünün sanatının dışında kalan kriterleri göz önünde bulundurarak kendini tekrar etmesi ve zamanla silikleşmesi.

Sanayi devriminden sonra artan nüfus kurulan iş düzeniyle artan refah seviyesi sayesinde insanların satın alma arzularında da bir artış olmuştur ve yapılandırılan sistem bunu destekler nitelik de değişime uğramaya başlamıştır. Bununla beraber sanayi devriminde yapılan üretim sistemlerindeki yenilikler ve methodların gelişmesiyle toplu üretim hiç olmadığı kadar basitleşmiş, artmış ve toplumun arz-talep etkisini beslemeye yönelik şekillenmiştir. Fakat bu kurulan sistemin çalışması ve kar güdüp kendini geliştirebilmesi için durmadan üretmesi ve ürettiğini satabilmesi gerekmektedir. Bu yanında başka tasarım kollarının gelişmesinde katkıda bulunmuş oluşturulan yeni medya artık tasarlanan ürünlerin boy gösterdiği bir yer halini almaya başlamıştır.

Modernizm ile günümüz tasarım anlayışı eski kemikleşmiş yapısından kurtulmuş sınırsız bir yeniliğe doğru yönelmiş olup o andan itibaren günümüze yavaşça bizi sarmaya başlamıştır. Artık günümüz çağı tasarım ürünleri ve sistemleriyle sarmalanmış adeta bir yumak gibi bizi içine çekmiştir. Artık günümüz tasarım anlayışının bir parçası olan “ sadece ihtiyacı olanı sahiplenmek” den öte “ihtiyacı olmayanı istemek/istedmek” doğru tüketim arzusu ortaya çıkmıştır. Tasarım bu sayede hayatımızın her alanına girmekten öte artık günümüzde statü sembolü olarak kullanılmakta, kişiler kendi maddi imkanlarını zorlayarak bahsi geçen tasarım ürünlerini adeta tüketircesine saldırmaktadır.
Tüm bu anlatılanların ışığında profesyonel tasarımcı o çağ ve içindeki var olan sistem ile değerlendirilmelidir. Profesyonel tasarımcı tam kelime karşılığı yaptığı işi para karşılığı yapan yani bundan bir gelir elde eden anlamına gelmekte olup ayrıca işini belli bir başarı çizgisinde betimlemekte olup belirli bir kaliteye, deneyime sahip olan anlamına da gelmektedir. Kişi profesyonelliğinden dolayı belli bir kesime rahatça hitap edebilmeli ve o kesimin gereksinimlerine doğru hamlelerle karşılık verebilecek kadar esnek ve yaratıcı olmalıdır. Profesyonellik, kişinin iş kalitesi ve karşılığında gelir elde etmesinin yanı sıra, dahil olduğu sistemi bilmeli ve yenilikçiliğe açık olup kolaylıkla uyum sağlamalıdır. Bu belli bir temel mesleki eğitiminin yanı sıra kişinin kendisini ruhen ve zihnen geliştirmeli ve hizmet verdiği sahada takılı kalmayıp her zaman yeni alanlarda kültürel bilgisini taze tutmalıdır. Verilen hizmet elde tutulacak bir ürün olmasa bile, bu sadece bir hizmet yada bir fikir olarak da karşımıza çıksa bile aynı titizliği gösterebilmeli. Tüm bunların yanısıra Marcel Duchamp gibi kemikleşen sisteme karşı kendi düşüncesini rahatlıkla sunabilecek cesareti barındırabilmeli.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nedensellik Bağı Ders Notları

PSY 110 Ders Notları

LAW 382 Pratik Çalışma IX